MEYHANE
Meyhane, Emile Zola’nın okuduğum ilk kitabı. @karaktermeselesi için okumaya başladığım bu kitaptan, çok ümitli değildim aslında. Nedense sıkılacağımı düşünüyordum ama öyle olmadı.Üç gün içinde bitirebileceğim kadar akıcıydı.
Kitap, pencerede kocasını bekleyen, gözü yaşlı Jervez ile başlıyor. Baba dayağından 14 yaşında Latier’e sığınan bir kız Jervez. Bu birliktelikten iki çocuğu da var üstelik. Kocasını beklerken, Paris’te tek başına ne yapacağını düşünen haline üzülüyorsunuz. Kısaca roman, ilk sahneden içine alıyor sizi.
Kitabın genelinde, Jervez’in çocuklarıyla verdiği hayat
mücadelesini okuyoruz. Yaşamını kurmak için verdiği çaba takdir edilesi. Sonra düşünceleri yüzünden nasıl mahvolduğuna
da birebir şahit oluyoruz.
Aslında okuyanların birçoğu ” içki” yüzünden kaybolan
hayatlar diye yorumlamışlar. Bence karakterin sefilleşmesinin sebebi içki değil;
düşünceleri. Tabi ki içki de
yoksullaşmasına neden oluyor ama fikirleri, bir daha toparlanmasına bile fırsat
vermiyor. Okuyunca belki bana hak verirsiniz. İlk başlarda takdir ettiğimiz
kadın, sayfalar ilerledikçe bizi sinirlendirmeye başlıyor. “Nasıl böyle
düşünebilirler” diye hayretle takip ediyoruz.
Bir de öyle sahneleri var ki betimleri ve diyaloglarıyla
gözünüzde canlanıyor. Mesela çamaşırhanede iki kadının kavga ettiği sahne, hala
zihnimde dolaşıyor.
Henüz Emile Zola’yla tanışmadıysanız ve 1800’lü yılların
Paris’ini bir nebze keşfetmek isterseniz bu kitabı da okuma listenize ekleyiniz
efendim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder