30 Nisan 2016 Cumartesi

Grapon Kağıtları

Kitapçılarda dolaşmak çok hoşuma gider benim. Saatlerce kalsam sıkılmam. Yeni yeni kitaplar gözüme çarpar her defasında. Hemen listeme eklerim ki sonradan unutmayayım. İşte böyle bir kitapçı ziyaretim sırasında karşılaştım Didem Madak'la. Üç kitabı bir rafta yan yana koyulmuştu. İnceciktiler ve çok güzel kapakları vardı. İçlerini açtım tek tek. Hepsi şiir kitabıydı. Şiir okumayı sevmem hâlbuki ama o gün kendime söz verdim. Bu kitaplar alınacak ve kitaplığa eklenecek diye. 

O günden yaklaşık bir yıl sonra kitaplarından birini aldım. Grapon Kağıtları'nı.. Okudum okudukça içim acıdı. Hüzünlendim. Üzüldüm. Gözlerim nemlenmiş bile olabilir. Şimdi geçmiş zaman hatırlamıyorum. Bu kadar acı içinde içimi ısıtan şeylerde vardı. O kısacık kitabı günlerce okudum. Yavaş yavaş sindirebilmek için. Kitabın her yerini çizdim o kadar çok harika dize vardı ki.. Her dize de bu kadar acı içindeki kadını merak ettim.Açtım araştırdım. Annesini kaybetmiş bir İzmirli şair. Aslında avukat ama şairlik ona daha çok yakışmıştı bana göre. Sonra yaşamını araştırmaya devam ettim. Vikipedi yetmedi haliyle. Füsun adında  bir kızı varmış. Kızı için de şiirleri vardı onları da okudum. En son öğrendim ki kansere yakalandığı için 41 yaşında kaybetmişiz Didem Madak'ı. Öldüğünü öğrenince ağlamıştım sanırım. Annesine duyduğu derin özlemi kızı da kendisine duyacak diye.. 

Şimdi en sevdiğin şair kim deseler Didem Madak derim. Kitapları kendime söz verdiğim gibi kitaplığımın baş köşesinde yer alacak. Ara ara tekrar okunacak, gerekirse ağlanacak. 

Bu arada, bu kadar yazıdan sonra tabi ki Grapon Kağıları'nı okumanızı tavsiye ettiğimi anlamışsınızdır. Ah'lar Ağacı ve Pulbiber Mahallesi'ni de okuyun bence.:)

Buraya bir kaç dizesini bırakayım

.... şöyle bir şey yazdım sonra
ya
ğmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre
sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
berbattı,
bir
şiire böyle başlanmazdı.
************************************
Annem çok sevmelerin kadınıydı.
Daldaki kirazları, yazmasındaki oyaları, fistanındaki çiçekleri, asmadaki üzümleri, evin kedisini, soka
ğın delisini, babamın gömleğini, beni, bizi, mahalleyi...
Bildi
ğim her şeyi severdi. Bana da sevmeyi öğretti.
Öyle az buz değil "çok sev!" derdi.
Annem gibiyim artık. Az sevme bilmiyorum ben."

Ben de Didem Madak için küçük bir şey yazmıştım zamanında "Çiçekli Şiirler Yazmak İstiyorum Bayım" şiirini okuduktan sonra galiba. Onu da buraya bırakıp gideyim :))








Çiçekli  kadınları severim ben. Sizde bilirsiniz onları. Hani ellerinde demet demet şiir kokusu gizlidir. Olmadık zamanlarda karşınıza çıkıp dizelerine aşık ederler insanı. İşte bu yüzden sevilesidir her biri...

6 yorum:

  1. MAdak hiç okumadım , ama hep bir okuma arzusu duydum , bakalım ne zaman bana da gelecek ...:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence en yakın zamanda okumalısın. Tavsiyemdir :))

      Sil
  2. ben de kitabını okumadan sevmiştim didem madakı. hakkında okudum büssürü şey. sen de ne güzel yazmışsın. alcam kitaplarını taam :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Al bak Grapon Kağıtlarını ilk al ama :))

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...