Bugün bir arkadaşımla konuşuyordum. Sokakta gördüğü liseli gençleri görünce liseye gittiği günleri, kafasına hiç bir şey takmadan yaşadığı anları özlediğini söyledi. Onunla konuşurken kendimi büyümüş, haliyle de yaşlanmış hissettim."Geçti mi delikanlılık çağların canısı" diye sorguladım kendimi. Geçmemiş ama büyümüşüm gerçekten...
Lisede ve üniversitenin ilk yıllarında yaptıklarım geliyor da aklıma.Ne günlermiş diyorum. Sınıfın inek öğrencisi olup, her soruya ilk ben atlayayım diye çabaladığım zamanlar arkadaşlarımı delirtmişimdir muhtemelen. Şişmanım,çirkinim, parmaklarım da tombul diye oturup ağladığım dün gibi aklımda mesela. Koreli bir idole aşık olduğumu düşündüğüm zamanlar... Deli gibi şarkılarını defalarca dinlerdim. Sesini duyunca çok mutlu olurdum. Videolarını izlerken ağlamalardan dönerdim. Onunla evlenebileceğimi filan düşünmüş de olabilirim :) Teknosa'nın vitrinindeki televizyonlar da Koreli sanatçıların klipleri yayınlanırken hipnoz olmuşçasına izlediğim vakitler olmadı değil. Vampirlerin gerçek olabileceğini düşünüp vampirleri araştırdığım, vampir filmlerini defalarca izlediğimde doğrudur.
Aklımın beş karış havada olduğu o güzelim yaşlar... O anları yaşarken fark etmiyor insan da büyüdükçe özleniyor gerçekten.O dönemlerde "Taktir alabilecek miyim? Ygs'yi kazanabilecek miyim? Ne iş yapacağım? Şu dersin finalinden geçebilecek miyim?" sorularıyla boğuşuyordum. Sınavlar, arkadaşlar arası küçük problemler hayat telaşıydı.Şimdi birçok farklı sorun çıkıyor karşıma.Her yaşın problemi ayrı. Bunu da anladım artık. İlerleyen yıllarda da bu yıllarıma bakıp özlerim galiba. Geçmiş özlenen bir zaman dilimi ne de olsa.
"Eskiler özlensede her yeni yılda yaşlansam da; yeni günü verene şükür.
Geçmişimi de özlenecek kadar güzel kıldığı için de bir şükürü daha borç bilirim" der ve giderim :)
Şuraya da aşık olduğum idolün bir şarkısını bırakayım dinlersiniz belkim :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder