KIŞA HAZIRLIK
Eli belinde, mutfağın
ortasında öylece beklerken; kafasında yapılacak işleri sıralamaya başladı. Sepetteki
domateslere kaydı bakışları. Domatesleri bozulmadan yıkamalı, soymalı ve doğramalıydı. Şimdi bu domateslerden sos yapacaktı. Bahçeden
toplanacak fasulyeler ve topraktan çıkaracağı patatesler de sıradaydı. Tüm
bunlar gözün önünden geçerken, ağlayan bebeğinin sesiyle bölündü düşünceleri. Bebeğini susturmak için kucakladı. Mutfakta,
her zaman koyduğu köşeye bıraktı. Yanına birkaç tane tahta kaşık ve bir bakır
tası da koyuverdi. Bebeği bir yandan uyanmaya çalışırken bir yanda da oynamaya
başlamıştı. O da domatesleri yıkayıp, soymaya başladı.
Yorgundu. Sabahın
beşinde kalkıp ineklere bakmış, sağdığı sütü kaynatmaya başlamıştı. İneklerinden
sağdığı sütle peynir, yoğurt ve tereyağı yapardı. İhtiyacından fazlasını da
ineği olmayan komşularına satardı. Bakkala olan borcu aklından geçerken inekleri
olduğuna şükretti. Şu inekler de olmasa nasıl borcunu öderdi? Domatesleri hızlı
hızlı doğrarken, tezgâhta duran eski kavanoz kapaklarına baktı. Yenilerini
almak lazımdı. Yoksa yaptığı tüm konserveler bozulurdu.
Akşama kalmadan bebeğini
sırtlanıp daha fasulyeleri de toplayacaktı. Fasulyeleri biraz yemeklik biraz
turşuluk ayırıp haşlayacak ve dolaba atacaktı. Tüm bunları yaparken akşam eve
gelip gelmeyeceği belli olmayan ama gelip de yemek bulamazsa, kavga çıkartacak
kocasına yemek hazırlayacaktı.
Elindeki son
domatesleri doğrarken mızırdanmaya başlayan bebeğine baktı. “Ah” dedi içinden.
“Ne güzel bebek. Çocuğumu sevmeye bile zamanım yok. Sadece yedir, içir ve uyut.
Artık o da alıştı bu yaşama. Önceleri gülücükler atardı. Şimdi ismini
söyleyince bile, zor bakıyor insana. Fırsat bulup ne oyun oynayabildim ne de güzel
bir zaman geçirebildim yavrumla.”
Günlük hayatın koşturmacasında bakamadığı bebeği için bir “ah” çekti. Domatesleri kaynatmak için sobayı yakarken, genç kızlığında kurduğu hayallere “ah” çekti. Evliliği hiç böyle düşünmemişti. Eve gelmesin diye dua ettiği kocasına “ah” çekti. Bir “ah” da özlediği halde görüşemediği ailesi için döküldü dudaklarından. Üzüldü, gözleri doldu ama ağlamadı. Daha balkondaki eriklerden komposto, erken eren elmalardan reçel yapılacaktı.
Onun
için güz hüzün değil, kışa hazırlık zamanıydı…