31 Ekim 2015 Cumartesi

Akıl Oyunları

Bugün harika bir kitap bitirdim. Heyecanla okudum sayfaları ve saatlerce başından kalkamadım. 

Kitabımız; harika bir işi olan, bir şirkette üst düzey yönetici olarak çalışan Charlie etrafında şekilleniyor.İş konusunda çok mükemmeliyetçi ve düzen hastası biri. Şizofren  bir abi ve babaya sahip olması dışında hayatından gayet memnun.

Bir gün bu harika hayatı, bir belirip bir kaybolan -kendisinden başka kimsenin görmediği- bir kadın yüzünden tepe taklak oluyor. Ayrıca hatırlayamadığı şeyler yapmaya başlıyor ve işler çığırından çıkıyor. Hatırlayamadığı şey "cüzdanını nerede bıraktığı" gibi basit bir şey değil. Hazırladığı bir ölüm listesi var ve ne zaman hazırladığını bilmiyor. Ürkütücü olansa ölüm listesindeki kişilerin ölmeye başlaması.Bununla birlikte  kayıp anıların da fazlalaşması. 

Yaşadıkları abisi ve babası gibi bir şizofren olduğunun göstergesi mi yoksa birileri Charlie'ye bir oyun mu oynuyor? 

Bu sorunun cevabı için kitabı mutlaka okuyun derim :)



26 Ekim 2015 Pazartesi

Sevilesidir Radyolar...

        Yalnız yemek yemekten pek hoşlanmam ben. Tek başıma koca şehri dolaşırım da yemek faslına gelince, keşke karşılıklı yemek yiyebileceğim biri olsa diye geçer içimden. Evde tek başıma yiyeceksem illa televizyon açık olur ki maksat ses olsun. Radyoyu da böyle keşfettim işte. Sadece televizyonun değil, radyolarında insanı yalnız hissetirmediğini anladım dinledikçe.

    Özellikle lise yıllarımda çok dinlerdim.Okula yetişmek için sabah koşuşturmalarıma, kahvaltılarıma eşlik ederdi radyo. Pal Fm'de Levent Erim sunuculuk yapardı o zamanlar. "Bana Günaydın Deme" adında bir programı vardı. O kadar eğlenirdim ki gülme sesime bizimkiler uyanmasın diye elimle ağzımı kapattığımı bilirim.

         Üniversite yıllarımda da arkadaşlarımla gece programlarını dinlerdik. Kırılırdık gülmekten. Ne güzeldi. Radyo dinlemez oldum sonraları. Niye bilmiyorum.

      Uzun aradan sonra yeniden başladım radyo dinlemeye. Hani eski dostlarımızla uzunca görüşmeyiz de, bir ara buluşunca sanki her gün dipdibeymişsiniz gibi o samimiyet devam eder ya işte o duygu. Hissettiğim tam da bu :) 

           Sözün özü radyolar susmasın, eskimeyen dostlar gibi sarsın etrafımızı. Hem eğlendirsin hem teselli etsin tıpkı bir dosttan beklendiği gibi...



 "Bu şarkı da size gelsin :)"

23 Ekim 2015 Cuma

Öylece, tam da bıraktığım gibi...

 
   Geçerken bir uğrak oluyor burası. Derin bir soluk alıp vermek istediğimde sığınabileceğim, kıyımda köşemde kalmış sığınağım. Seviyorum yazdığım anları. O yüzden özel burası.

    Yaptıklarım ve yapacaklarım adına hoşgeldim yeniden gizli sığınağıma.Hoşgeldim yeniden yazmaya...




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...